Güncel

Yeni Demokrat Kadın Dergisi çıktı!!!

İşte size,

“ERK”ten uzak

BİZ’e yakın bir alan!

YDK_dergiYeni Demokrat Kadın (YDK) çalışmasına başladığımız andan itibaren belki de en çok konuştuğumuz konuların başında geliyordu, bir dergi çıkartmak. Örgütlenmenin, kurumsallaşmanın en önemli ayaklarından biri olarak elbette bir dergi çalışması çok önemli. Ancak bizim için bundan da ötesi anlamları var bu çalışmanın.

(…)
Örgüt ya da örgütlenme dediğimiz, ciddi oranda deforme olmuş, çoğu zaman altı boşalmış bir tarz değildi elbette. Hele bizim dışımızda hiç değildi. Bu yüzden örgütlenirken “kadınları kurtarmak” gibi bir hedefimiz hiç olmadı. Kadın, öncelikle sorununun çözümünde kendini özne olarak görmüyorsa, (ona rağmen-onsuz) sorunlarını çözmeye çalışmak belki de yapılacak en büyük haksızlık, toplumsal cinsiyet duvarına eklenecek bir tuğla olacaktı. Biz ne yardım kuruluşu ne de Sivil Toplum Örgütü’ydük!
Ama hayır, esas neden bu değildi. Dürüst olalım, öncelikle örgütlenmek gerektiğini düşünen (kavrayan bile demiyoruz) bizler, kurtulmuş muyduk ki, halimize bakmadan bir de “kurtarıcı” rolüne girecektik? Yani kelin ilacı olsa kendi başına sürecekti ama, bizim elimizde ilaç olarak gösterebileceğimiz tek şey (örgüt bile değil) “örgütlenmenin zorunluluğu” idi ve bu ilacı ne kadar çok kişi kullanırsa o kadar çoğalacak ve derman olacaktı.

(…)
Ve örgüt derken, şekli şemali olmayan, arada bir görüşüp “dertleşen”, böylelikle rahatlayan vs. bir yapıdan bahsetmedik. Tabii ki, “dertleşecektik, çokça da dertleştik/dertleşiyoruz” ancak hiçbir bağlayıcılığı olmayan, merkezinde hepimizin ortak-örgütlü emeğinin olmadığı bir duruma da düşmemek için “kurumsallaşma” tartışmalarımız da en başından itibaren eşlik etti çalışmalarımıza. Sadece tartışmadık, çeşitli yöntemler denedik buna yönelik, başka kadın örgütlenmelerinin deneyimlerinden yararlanmaya çalıştık, bazen el yordamıyla bazen binlerce yıldır orada duran bir gerçeği yeni keşfetmenin heyecanıyla deneye-yanıla ama yılmaya yılmaya adımlarımızı attık. Çünkü, kurumsallaşmış bir örgüt, belki bir özgürlük-kurtuluş değildi ama özgürlüğümüzün de garantisi olmalıydı. Bugün var, yarın yok bir masal değil, gerçekleri istiyoruz biz; çünkü biliyoruz ki, gerçekler hep devrimcidir, biz yeter ki o gerçekleri doğru okuyabilelim ve ona göre yolumuzu-yöntemimizi belirleyebilelim.
Uzun sözün kısası, sisteme karşı mücadele etmek için örgütlenmek, renklerimizi-farklılıklarımızı koruyarak ortak bir algılayış-bakış açısı yakalayabilmek için de bir yayın çıkartmak gerekliydi ve bugün henüz adına dergi dememiş olsak da bunun adımlarını atmış bulunmaktayız.

(…)
Bu yayın çalışmasının bir anlamı bu dedik. Bizim için belki daha önemlisi, ya da bizi daha fazla heyecanlandıran yanı ise, birbirimizle yayın üzerinden kuracağımız ilişkileniş.
(…)
Bu alanda en önemlisi erk yok. Ama olmayan/olmayacak daha onlarca şeyden bahsedebiliriz. Örneğin burada ön kabuller ve kalıplar olmayacak. (Anarşist misiniz diye bir soruyla muhatap dahi olmak istemiyoruz.)
(…)
Bu alanda, olmayacak olan şeylerden biri de, toplumsal cinsiyet rollerimizi pekiştiren, hiçbir şeye yer vermeyeceğiz. Ne mi? Örneğin yemek tarifi ya da çocuk bakımı. “Kadın” dergilerinin vazgeçilmezleri olarak başköşeye kurulan bu sayfaları asla burada bulamayacaksınız? Gülmeyin, bugün ilerici yönleriyle faaliyet yürüten bir sendikanın kadın dergisinde bile yemek tarifi sayfaları bulunmakta.
(…)
Sonra bu alanda kurtarıcılar olmayacak. Burada yazan, çizen, okuyan, dağıtan, katkı sunan herkes kadın özgürlük mücadelesinin birer parçası, öznesi olabilir ancak “öteki” kadınları kurtaran değil.
(…)
Kısacası, olmayacakları böyle özetleyebiliriz. Peki bunlar yoksa neler var? Tekinsiz yollarımız var örneğin bizim; “netameli” köşelerde kafamızda ne soru işareti varsa tartışabileceğimiz, yazılanlar üzerine sohbet edebileceğimiz
(…)
Sonra toplumun bize dayattığı “kadınlık halleri”mizi tartışacağımız sayfamız olacak? (…) Çoğunlukla demokratik, sosyalist vb. çevrelerde bulunan kadınlar olarak, bu alandaki cinsiyetçiliği, erkeklik hallerini vb. hiç de es geçmeyeceğiz. Kimse kusura bakmasın (ya da baksın ki görsün) kırılan kollarımızın yen içinde kalmasına izin vermeyeceğiz.

(…)
Her şeyden ama her şeyden öte bu alan BİZİM olacak! Tüm çalışmalarımızın anlamı biraz da kadınlar olarak “var olma” mücadelesi değil mi? Birbirinden bağımsız yazılan yazıların bir kısmının sonunda dikkatimizi çekti: “Varız, var olacağız” vurgusu mevcut. Dil dişin ağrıdığı yere gidermiş, var olmak, bir kadın olarak, kimliğimizle, irademizle yaşamın ve mücadelenin her alanında var olmak çabası içindeyiz. Dergimiz, var oluş biçimimiz olacak biraz da, yaşama baktığımız perdesiz pencerelerimiz…
(…)
Yeni Demokrat Kadın
Yayın Kurulu
Dergimizin Yayın Kurulu’nun ilk yazısından alıntılar bunlar. Bu yazının tamamı ve daha fazlası dergimiz sayfalarında. Her sayı niteliğinin, sayısının arttığı bir dergi olacağından kuşkumuz yok diyerek Merhaba diyoruz.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu