Güncel

Bergama “Utanç davasında” sona doğru

Bergama yolculuğumuz bu sabah yeniden başladı. İzmir’in “utanç davası” olarak tarihe yazılan ve kadına yönelik cinsel şiddetin erkek devlet tarafından desteklenen bir dava aynı zamanda.

Bizler İzmir’deki kadın örgütleriyle birlikte YDK olarak takip ettiğimiz “Utanç davası”

İçin 7. kez düştük yollara.

Mahkemenin sonucundan çok bir şey beklemiyorduk devletin erk zihniyetinden, nitekim defalar kez devletin taciz ve tecavüz davalarında tecavüzcüleri, “indirim cezaları” adı altında koruduğu, tutuklamadığını, hatta ödüllendirdiğine şahidiz, onlarca davadan bilinen üzere.

Ancak biz her yola çıkışımızda kadınlar olarak dayanışma içinde olmak, birbirimizin sesine ses vermek ve tüm kadınların ve tabiî ki E.A’nın çığlığı olabilmek amacıyla yeniden düşmüştük yollara. Her mahkemesi, her duruşması erkek egemenliğiyle donatılmış bu duruşmalarda bu çığlığı büyütmek, “artık yeter” diyebilmek için daha fazla dayanışma içinde olmanın bilinci ile hareket etmek gerek.

“Cinsel şiddete karşı kadın konferansı” için hazırlık yaptığımız şu günlerde, erkeklerce yapılan ve erkek yargılarca örtülen, korunan bu şiddeti teşhir etmek ve kadın dayanışmasını büyütmek her zamankinden çok daha anlamlı ve gerekli. En az konuşulan, konuşulduğunda ise devlet ve sözcüleri tarafından, kadınların tekrar tekrar “mağdur” edildiği, travmalara neden olan bu mahkemelerin sonucuna etki edebilmek bu dayanışma ve oluşturulan kamuoyu ile ancak mümkündür.

Yol boyunca kadınlar bu yönlü ve  “acaba mahkeme sonuçlanacak mı, sürekli aklanan ve hala serbest olan tecavüzcü tutuklanacak mı?” vb sorular üzerine tartışmalar yürüterek Bergama’ya ulaştı.

Duruşma başlamadan vardığımız Bergama’da, Eğitim-Sen temsilciliği önünden toplanarak Bergama Adliye’sine doğru yürüyüşe geçtik.

“Erkek adalet değil gerçek adalet”, “tecavüzcü devlet hesap verecek”, “ tecavüzcü koruma suça ortak olma” vb sloganlar haykıran kadınlar adliye önüne vardı.

Oldukça kalabalık olan kadınlar burada bir basın açıklaması okudu. . Basın açıklamasını kadın örgütleri adına Eğitim Sen 2 No’lu Şube Kadın Meclisi Üyesi Ebru Dinçel okudu.

Duruşma salonuna geçmek isterken diğer duruşmalarda olduğu gibi “yoğun güvenlik” önleminin alındığı adliye kapısında polis barikatıyla karşılaştık. Daha önce duruşma salonuna “salon küçük ancak 20 kişi alırız” şeklinde gerekçe bu defa polisin “reisin emri var sadece 10 kadın alınacak, gazeteciler kadın da olsa kesinlikle alınmayacak” şeklinde “ifade edildi.” Sayının düşmesi ve “reis” dedikleri mahkeme başkanının “emri” ile  “sadece 10 kadın mahkeme salonuna girebildi.

Tecavüzcülerin tutuklanması reddedildi

Kadınların salona her defasında çok daha az alınması, basının kesinlikle alınmaması kadın dayanışması önemini bir kez daha ortaya koydu.

Kadınların oluşturduğu dayanışma ve mahkeme üzerinde oluşturduğu basın görünen o ki etkisi göstermiş.

Zira mahkeme yeniden ertelense de ve henüz tutuklama olmasa da “olumlu” diyebileceğimiz gelişmeler oldu diyebiliriz.

Elbette tecavüzcü öğretmen ve fırıncı, savcının ve E.A’nın avukatının, tutuklanması ve en üst sınırdan ceza alması yönlü talebi 7. reddedildi.

Duruşmaya tutuksuz “yargılanan” tecavüzcüler katılmazken E.A’nın ailesi ve avukatları katıldı.

Kimlik tespiti yapılmasıyla başlayan duruşmada bir önceki duruşmada istenen adli tıp raporu okudun. Raporda, E.A’ya iki sanığından taciz ettiği ve E.A’nın hem ruhsal, hem de bedensel olarak sağlığının bozulduğunu yönünde mahkemeye sunuldu, bu “olumlu” bir gelişme olarak kayda geçebilir.

Duruşmada söz alan E.A’nın avukatı, kızın ve ailesinin çok etkilendiğini ve mağdur durumda olduklarını, iki kişinin dışarıda olduğunu süreç ailenin ve çocuğu travma ve mağduriyetinin devam ettiğini, din öğretmeninin görevlerine devam etmesinden dolayı diğer çocuklarında tehlikede olduğunu belirterek derhal tutuklanmasını istedi.

Savcı mütalaasında bu iki kişinin en yüksek seviyeden tutuklanması gerektiğini talep etti.

Karar duruşması 10 Nisan’da

Savcının talebi ve adli tıp raporuna rağmen mahkeme heyeti tutuklama talebini reddederek davayı 10 Nisan saat 14.00 tarihine erteledi.

Duruşma sonrasın karar kadın örgütleri tarafından protesto edildi.

Ebru Dincel sözlü bir açıklamayı ile tepki gösterdi. Dinçel, davayı takip etmek için gelen kadınların mahkeme salonuna alınmadığını, devletin kadın davasında tacizcilere değil kadınlara barikatlar kurduğunu ifade ederek bu dava olan kamuoyu ilgisinin mahkeme heyetinin çekindiğini söyledi. Dinçel, 10 Nisan’da herkesi davaya destek için davet etti. Bu duruşma kararın alınacağı son duruşma olması açısından oldukça önemli bir duruşma olacaktır.

Kadınlar “Erkek adalet değil gerçek adalet” sloganlarıyla alkışlar ve zılgıtlarla kararı protesto ettikten sonra adliye önünden ayrıldı.

 

İzmir’den bir YDK’lı

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu