Güncel

Trans*Yaz Buluşması Sona Erdi

H. Merkezi: İstanbul, Mersin, Ankara ve İzmir gibi şehirlerden gelen trans kadınlar Afacan Gençlik Evi’nde 15-23 Eylül tarihleri arasında 8 gün süren bir kamp gerçekleştirildi. Çeşitli etkinliklerin yapıldığı kampta trans hareketin sorunları, devlet-çete işbirliği, çalışma alanlarının sahiplenilmesi ve kurumsal bir lobi kurulmasının önemi üzerine atölyeler gerçekleştirildi.

İstanbul LGBTİ’den Kıvılcım Arat’ın moderatörlüğünde gerçekleştirilen atölyede trans* hareketin dünü ve bugünü tartışılırken muhafazakârlaşma karşıtı mücadelenin hareket için önemi üzerine uzun uzadıya tartışıldı.

 

Kırancı: Artık ileriye evrilmeliyiz!

İktidarın muhafazakâr, gerici politikalarının ezilen kesimler içinde de bilinçsizce hayat bulduğunu belirten Ebru Kırancı, “sorun sadece devletin politikaları değil, sorun muhafazakârlaşmayı, genel ahlakı ve gericiliği tekrar tekrar üreten anlayışın kendi içimizde de hayat bulmasıdır. Trans* hareket uzun bir yol katetti, kendi içimizde geylerle bile mücadele ettik. Artık ileriye evrilmeliyiz” dedi.

 

Na-trans kadınları da, feministleri de özgürleştirmeliyiz!

Trans*ların polise, devlete ve aileye karşı direnmeyi çok iyi bildiğinden bahseden Ganimet ise “tam da kurtulmamız gereken ahlak, namus ve din kavramları hareketin ilk dönemlerindeki boyutuna geri döndü. Translara tekrardan ahlak bekçiliği yaptırılmak isteniyor. Pembe Hayat olarak gey lobisinin karşısında durduk ve o yapılanmaların karşısında yeni şeyler ürettik. Bu BByapılanmalara karşı yeni şeyler üretirken Ortadoğu ülkesi olduğumuzu unutmamalıyız ki trans feminist hareketin yok olmasına dur diyebilelim. Biz na-trans kadınları da, feministleri de özgürleştirmeliyiz” dedi.

Devlet-çete işbirliği, hareketin kurumsallaşması ve birlikte mücadele etmenin önemi üzerine yapılan tartışmalardan sonra atölye sona erdi.

 

Türkiye’de İnsan Hakları ve Trans*lara parçalı bir bakış

İnsan hakları aktivisti ve belgesel film yapımcısı Maria Binder’in son filmi Trans*But’un gösterimi ise kamp programı çerçevesinde gerçekleştirildi. Nefret saldırılarında kaybettiğimiz trans kadınlarında filmde yer alması izleyicilere duygusal anlar yaşatırken gençlik evi çalışanları da filmi büyük bir beğeni ile izledi.

 

Trans*But: Filmde, bir cinayet işlendiğinde, geriye ne kalır? Trans* hayatı nelerden ibarettir? Günlük nefret ve şiddetle nasıl baş edilir? gibi soruların peşine düşerek direniş ve hayatta kalma içgüdüsünü takip eden Binder, dışlanmışları derliyor; Nazım Hikmet, Foucault, Benjamin ve Zeki Müren’in sözlerinden esinlenerek Trans* hayatların parçalarını topluyor.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu