Güncel

Cinsel Şiddete Karşı Kadın Konferansı ilk oturumu tamamlandı

İstanbul: Yeni Demokrat Kadın tarafından örgütlenen ve Reyhaneh Jabbbari, Tuğçe, Özgecan Aslan’a atfedilen “Cinsel Şiddete Karşı Kadın Konferansı” açılış konuşmasıyla başlandı. YDK’lı Selma Şahin tarafından yapılan açılış konuşmasında, yaşadığımız tüm şiddet türlerinden daha çok canımızı yaktığı ve bu oranda da “gizli” kaldığına vurgu yapılarak kadınların güçlendirilmesi adına bu konferansın örgütlendiğine vurgu yapıldı. Konferans programının aktarıldığı açılış konuşmasının ardından ilk oturum başladı.

YDK’lı sinem Özkan’ın moderatörlüğünü yaptığı ilk oturumda İstanbul Tabip Odası adına Lale Tırtıl, Yeni Demokrat Kadın adına Aysel Kaya konuşmacı olarak yer aldı.

Cinsel şiddet, devlet tarafından bir saldırı politikası olarak kullanılıyor”

İlk olarak Lale tırtıl söz alarak, cinsel şiddetin tanımını ve yasal düzenlemeleri aktardı. Torba yasalarla yapılan değişikliklerle birlikte devletin uyguladığı kadın düşmanı yasalarla birlikte mücadeleler soncu kazanımlarımızın da olduğunu vurgulayan Tırtıl, cinsel saldırının “işkence yöntemi” olarak kullanıldığına değindi. Savcı, hakim, polis, gardiyan vb kişiler tarafından uygulanan çıplak arama, tecavüz tehdidi, vb uygulamaların “bedenin mahrumiyetine yöneldiği için bir cinsel saldırı olarak tanımlanması gerektiğini belirtti.

“Kazanımlarımız var; cinsel şiddete karşı mücadeleyi yükseltelim”

Cinsel saldırının, ezme, aşağılamayı amaçladığını ifade eden Tırtıl; fiziksel, ruhsal ve genital hasarlara yol açtığını söyledi. B hasarların, hukuk mücadelesi için raporlaştırılmasının gerektiğini de hatırlatan Tırtıl; eski yasalarda “kızlık zarının bozulmasının” bir kanıt olarak ele alındığını ancak kadınların verdiği mücadeleler sonucunda bu uygulamanın ortadan kalktığını dile getirdi.

Konuşmasının sonlarına doğru hukuk mücadelesinin önemine vurgu yapan Tırtıl, bu alanda elde edilecek her kazanımın başka kadınlara güvence olacağını söyledi. Dünyada, kadınların başvuracağı merkezlerin varlığını da sözlerine ekleyen Tırtıl, Türkiye’de de böyle merkezlerin var olması için verilen mücadeleyi yükseltme çağrısı yaparak konuşmasını sonlandırdı.

 

“Yüzleşmek, hesplaşmak neden çok zor?”

Tırtıl’ın ardından YDK adına Aysel Kaya söz aldı. Cinsel şiddetin, devlet tarafından sistematik biçimde kadına yöneltilen bir saldırı biçimi ve dolayısıyla çıkartılan yasalar olduğunu ve uygulanan politikaların münferit olmadığını söyleyen Kaya cinsel şiddet ile hesaplaşmanın, yüzleşmenin zor olduğunu dile getirdi.

“Tacizi ve tecavüzü tanımlamakta zorlanmamızın esas sebeplerinden biri ise, kabullenildiği durumda yüzleşmek ve hesaplaşmanın zor bir aşama olduğunu bilmemizdir” diyen Kaya, “Farkında olunduktan itibaren hem tacizciyle hem de toplumsal rollerle hesaplaşmak, mücadele etmek için zor olan aşamaya girmemiz gerekiyor. Bu aşamalarda politik olarak güçlendiğimizi dayanışma halinde olduğumuzu söylememiz gerekiyor ve daha da yükseltmemiz gerekir” şeklinde konuştu.

 

“Cinsel şiddet neden daha çok hasar bırakıyor?”

Cinsel şiddetin kapsamına hangi davranışların girdiğine değinen Kaya, cinsel şiddetin neden diğer şiddet türlerinden daha fazla yaraladığının incelenmesi gerektiğini vurguladı. Kaya, bu sorunun cevabı olarak “Çünkü direkt olarak kimliğimize yönelik bir saldırı. Ruhumuzu, kimliğimizi, varoluş halimizi aşağılamak yok etmek, ezmek için kullanılıyor. Biz kadınlık rollerimizi o kadar sahipleniyor ve bağımlı hale gelmişiz ki, buna yönelen her saldırı bu duvarlarımızı ve sınırlarımızı sarsıyor. Kadınlar cinsel şiddete uğradığında en çok “gören duyan var mı” kaygısı oluşuyor. Bu durum kadını çok daha güçsüz, çok da zayıf olmasının yollarının taşlarını döşüyor” ifadelerini kullandı.

LGBTİ bireylerin de hem devlet hem toplum tarafından cinsel şiddete yüksek düzeyde marus kaldığını ve dolayısıyla kadın dayanışmasının ve güçlendirilmesinin önemine işaret etti. Ayrıca Kaya, cinsel saldırının özünden saptırılarak meşrulaştırılmaya çalışıldığını belirterek “Seks işçilerinin “namusunun sorgulanması” örneğinde olduğu gibi şiddete uğrayan kadınların sorgulanmasının ve saldırganın “sapık, hasta” gibi tanımlanmasının meşrulaştırma olduğunu sözlerine ekledi.

 

“Erkekler, toplumsal statülerinin arkasına sığınıyor”

Konuşmasının sonlarında, erkeğin kendi toplumsal statüsünü kullanarak gerçekleştirdiği tacize vurgu yapan Kaya, bu konuda kadının nasıl güçlendirileceğine değindi. Kaya, “ Kadının, kendisinden daha “üstün” konumda bulunan erkeğe duyduğu beğeninin erkek tarafından kullanılarak gerçekleştirdiği cinsel saldırı esasta bir ‘istismardır’ dedi. Bu alanlarda yaşanan saldırılarda da büyük sessizlik içerisinde bulunan kadınların yaşadığı tacizlere karşı dayanışmayı büyüterek, daha derinlikli tartışmalar yürütmek gerektiğini vurguladı.

İlk oturumun sonunda forum yapıldı. Forumda konuşan kadınlar, cinsel şiddet ile ilgili gözlemlerini, deneyimlerini paylaştı. Özgecan Aslan’ın katilinin “travmatik” geçmişinin saldırı sebebi olup olamayacağı tartışıldı. Soru ve cevaplarla ilerleyen forumun ardından ilk oturum sonlandırıldı.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu